Alerji bağışıklık sisteminin olmaması gereken yerde verdiği aşırı bir tepkidir. Bu durum çoğunlukla genetik, doğumla birlikte başlayan ve zamanla şekil değiştiren bir süreçtir. İlk gelişen alerjiler gıdalara karşı olur. Buna bağlı ilk hastalık tablosu alerjik egzamadır. Gıda alerjileri ve alerjik egzama çoğu çocukta 3 yaşına doğru geçerken yerini ev tozu alerjisine bağlı gelişen astıma bırakır. Ergenlikte de bu tabloya polen alerjisine bağlı saman nezlesi eklenir. Diğer bir deyişle, alerjik vücut yapısı sabit kalır, hastalık tablosu değişir.
Çocuk doktorlarının alerji ile ilgili gözledikleri 6 yaşında gelen iyilik hali geçicidir ve hastalığın tipine bağlıdır. Özellikle çocukluk çağı astımı ile ilgili gündeme gelen bu görüş astımın bronşları ilgilendiren bir hastalık olması nedeniyledir. Ergenlikte çocukların bronş çağı büyüdüğü için bronş daralması ile seyreden astım atakları bazı çocuklarda daha az görülmektedir. Ancak bu oran yüzde 50’yi geçmez. Ergenlikte astımı atlattığı düşünülen çocukların büyük bir kısmında altta yatan bağışıklık sisteminin alerjik yapısı devam ettiği için 30’lu 40’lı yaşlarda astım yeniden baş gösterir. Altta alerjinin yatmadığı astım vakalarında ise ergenlikte bronş çapının genişlemesi ile gelen iyilik halinin kalıcı olma olasılığı daha yüksektir. Özetleyecek olursa, alerji ve alerjik astım büyüdükçe geçmez. Burada kritik nokta astımın alerjik olup olmadığının anlaşılmasıdır. Çünkü eğer altta bir alerji yatıyorsa bunu kalıcı olmaktan çıkarabilecek tek tedavi yöntemi dilaltı aşı tedavisidir.