1. Bebeklikte inek sütü, yumurta, tahıl vb bir gıda alerjisi, ilk günlerde yaşandığı gibi ciltte egzama ya da mide bağırsak tepkisi vermiyor diye, alerjik gıdayı çocuğa yedirmek.
Bu durum sıklıkla ağza mide asidi gelmesi ve sık hastalanma ile sonuçlanan Sessiz Reflüye yol açar. Sessiz reflü belirtileri bilinmez ve çocuk alerjik gıdayı tüketirken bu belirtiler takip edilmezse sonuç çoğu zaman Sinüzit ve Alerjik astım bronşit olur.
2. Enfeksiyonlar sırasında, akılcı antibiyotik kararının doğru zamanda verilmemesi.
Yazın iyi olan, kışa girer girmez burun akıntısı, burun tıkanıklığı, balgamlı öksürüklerin başladığı bir çocukta belirtilerin 10 gün içinde sıfırlanmaması durumunda teşhis akut sinüzittir. Akut sinüzit bu dönemde tanınmaz ve antibiyotik ile tedavi edilmezse, uzar ve Kronik sinüzite döner; ki bunun sonucu da çoğu zaman astım, bronşit, zatürre olur.
3. Çocuk alerjik diye her viral enfeksiyonda antihistaminik ya da soğuk algınlığı şurupları kullanmak.
Antihistaminikler salgı kurutucu özelliğe sahiptir. Viral enfeksiyonlar sırasında doğal olan hapşırık, burun kaşıntısı, burun akıntısını bastırmak için alerji şurubu ya da hapı verilirse, vücudun doğal savunma mekanizması olan ve mikrobun atılmasını sağlayan burun akıntısı kurur ve sinüs deliklerini tıkar, akamaz. Mikrop kafa boşluklarında oksijensiz ortamda kolayca ürer ve önce sinüzite sonra da çoğu zaman göğse inerek, astım bronşit, orta kulak iltihabı ve zatürreye döner.
4. Burun tıkanıklığını açmak için devamlı antihistaminik ya da antihistaminikli montelukast çiğneme tableti kullanmak.
Antihistaminiklerin burun açıcı etkisi neredeyse yok denecek kadar azdır. Alerjik ödemi çözemedikleri gibi, salgı kurutucu etkileri ile enfeksiyonların uzamasına yol açabilirler. Alerjik ödeme bağlı burun tıkanıklığı en etkin şekilde sadece düşük doz kortizonlu burun spreyleri ile çözülür.
5. Alerjik rinit veya astım bronşit olduğunda alerjik yangıyı baskı altında tutacak düşük doz kortizonlu spreyleri hasta olunca kullanıp, geçince kesmek.
Yılda 3 kereden sık öksürük, hırıltı atağı geçiren ve nefes açıcı buhar almak zorunda kalan bir hastada, bronş içindeki alerjik yangıyı kışın devamlı olarak baskı altında tutmak için düşük doz kortizonlu spreylerin çocuk hasta olsa da olmasa da kullanılması gerekir. Aksi taktirde atak önleyici etki elde edilemez, sadece kısmi atak çözücü etki elde edilir. Aynı durum sık tekrarlayan sinüzit ve orta kulak sıvısı yaşayan çocuklar için de geçerlidir.
6. Alerjik, astımlı çocukta Reflü bilinci ile beslenmemek.
Astım yüzde 80’e varan oranlarda reflü ile birlikte seyretmektedir. Gıda alerjisi olan ve alerjik gıdayı tüketmeye devam eden çocuklarda bu daha da fazla görülmektedir. Reflünün bilincinde olmadan, hangi gıdalar reflüde yasak, hangi gıdalar tüketilebilir bilinmezse, yemek düzeni reflüye uygun planlanmazsa, geçmeyen öksürükler, burun tıkanıklıkları, kulakta sıvı, geniz akıntıları ve çoğu zaman da ses kısıklıkları kaçınılmaz olur. (Reflü, Astım ve Enfeksiyondan Koruyucu Diyet için kaynak Çocuklar ve Alerji kitabı- Yonca Tabak)
7. Bağışıklığı yükseltmek için bitkisel ya da doğal olduğu söylenen karışım ya da özleri bilinçsizce uygulamak.
Bağışıklığa iyi geldiği söylenen, çoğu acı, ekşi ya da hazmı zor olan bu karışımlar, içeriklerindeki çiğ soğan, çiğ sarımsak, çeşitli otlar ve yağlar nedeniyle, reflüye yatkın hassas çocuk midesinde iyi yapıyorum derken sık hastalanmaya yol açabilir.
8. Sosyal olmak için okullarda ya da özel arkadaş çevresinde, tekrarlanan doğum günü partilerine izin vermek.
Doğum günleri sıklıkla çikolata, pasta, pastane ürünleri, renkli içecekler ile dolu saatler anlamına gelir. Bu gıdalar özellikle kakao, kafein içeriği nedeniyle, mide başını gevşeterek, asitli mide sıvısının burun boğaz yoluna çıkmasıyla ve ateşli ya da ateşsiz bakteriyel enfeksiyonlara neden olur. Partileri kısıtlamak ve atıştırmalık hamur işlerini evde yapmak (Örnek tarifler için kaynak; Çocuklar ve Alerji Kitabı- Yonca Tabak).
9. Antibiyotikleri gün sayısına göre değil, kutu sayısına göre erken kesmek.
Hiç antibiyotik kullanmamak için elimizden geleni yapmalı ancak mecburen kullanıyorsak da hakkını vererek tam süre kullanmamız gerekir. Enfeksiyonlarda minimum antibiyotik süresi 7-10 gündür. Hatta bu süre kronik sinüzit durumlarında 20 güne çıkabilmektedir. Kilosuna göre hesaplanan dozlarda bu süreç sıklıkla 1 kutuyu geçmektedir. Tedaviyi erken kesmek, çoğu zaman birkaç gün sonra gelen erken nükslerle sonuçlanmaktadır. Bu bağlamda tedavinin şikayetler geçene kadar devam etmesi, artı temiz bir 1 hafta geçirilecek şekilde sürenin ayarlanması önemlidir.
10. Sık tekrarlayan sinüzit ya da orta kulak enfeksiyonunun okulda bulaşan virüs kaynaklı olduğuna inanmak.
Çocuklar sıklıkla okulda viral enfeksiyon salgınları yaşar. Ancak her enfeksiyon okuldan kapılmaz. Özellikle alerji / astıma bağlı bariz ya da sessiz reflüsü olan bir çocuk çikolata ya da abur cubur tüketimi sonrası, reflüye bağlı boğaz florası bozulması sonucu, kendi flora bakterileri ile antibiyotiksiz iyileşmeyecek olan bakteriyel bir enfeksiyon geçirebilir. Bu bilinçle hareket gereksiz yere virüsler için geçerli iyileşme süreci olan 10 gün bekleme yanlışından kurtarır ve erken müdahaleyi sağlar.